Genel olarak kamu hizmeti imtiyaz sözleşmeleri, kamu hizmetinin kar ve zararı kendisinde kalmak üzere, hizmetten yararlananlardan bir bedel alarak, bir özel kişi tarafından gördürülmesini hedefleyen idari sözleşmelerdir ve Osmanlı İmparatorluğu döneminden beri kullanılmaktadır.
İrade (Devlet) imtiyaz veren durumundadır, özel kişi ise imtiyaz sahibidir. Sözleşmenin sona ermesiyle birlikte, kamu hizmeti tesisi tümüyle ve bedelsiz olarak karşı tarafa geçer. Devletin denetim ve yaptırım, sözleşmenin şartlarını tek taraflı değiştirme ve ağır kusur durumunda feshetme hakkı saklıdır.
Elektronik haberleşme sektöründe, mobil ve sabit telefon hizmetlerinin verilmesinde imtiyaz usulü kullanılmaktadır. Özellikle bu sektörde çalışan kişilerin, işleyişi ve çalıştıkları şirketin devlete karşı olan sorumluluklarını daha iyi anlamaları adına, imtiyaz sözleşmesi kavramının detaylarını öğrenmelerinde fayda bulunuyor.
Bu kapsamda, Dr. T. Ayhan BEYDOĞAN tarafından kaleme alınan ve 2011 yılında Ankara Barosu Dergisi’nde yayımlanan bir makaleyi paylaşmak istiyorum. Karmaşık hukuki terimler içermeden, yalın bir dil ile kaleme alınan makaleyi okumanızı tavsiye ederim.
www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/tekmakale/2011-4/2011-4-5.pdf